Ben ilk defa...

Nereden başlasam nereden başlasam... Hmm buldum tamam önce bir kısa özet geçeyim sonra yeni bir serinin haberini vereyim size.
Roma dönüşü iki günlük tatilim vardı. Uçuşlardan çok yorgun geldiğim her sefer diyorum ki "İki günlük tatilim bi gelsin evden dışarı çıkmıcam!". Sonra o boş günler geliyor ve ben dışarıdan eve girmiyorum. Hele bu son iki günde gerçek manada eve girmedim. İki günde iki farklı arkadaşımda kaldım. İlk gün uçuştan gelir gelmez attım kendimi sokağa Üsküdar'a gittim. Ufak çaplı bir kız gecesi yaptık. Temamız yorgunken ne kadar sohbet edebiliriz idi. Lakin pek uzun sürmedi, kelimeler ağızda hebele hübele edince hepimiz uyku moduna geçtik ve bir gecemiz böylece bitti.
Ertesi gün de yine Üsküdar'da bu kez Mutlu Keçi'de kaldım. Yazılarında bahsettiği şu çatı katı evi bizzat görmek istedim. Çatı katı odalara bayılırım. Mutlu'nun evine ise aşık oldum. Terasta içimiz titreyene kadar inat ettik yıldızlara karşı dertleştik, sohbet ettik. Azıcık dertliydik ikimiz de. Kahveler çikolatalar derken açıldık, kendimize geldik.Hayatlarımızın nereden nereye geldiği hep şaşırdığımız bir nokta. Hayat boyu da şaşıracağız galiba... Ama işin keyfi tam da  burada değil mi sizce de?
Sabah uyandığımda çatı katındaki bu sevimli evin penceresinden şöyle bir baktım etrafa. Gürültücü martıları yakaladım göz ucuyla. Çoğu zaman hayatın akışına öyle bir kapılıyorum ki kendimi hissetmiyorum. Kendimi hissetmekten kastım; o an, o bulunduğum yer ve o ana kadar değişen her şey. Tüm bunları bilmek ve hissetmek farklı şeyler. Hissettiğiniz an zihnizin hiç olmadığı kadar berraklaştığı bir an. Bilmiyorum size de oldu mu... Bir martı sesi, odaya giren ışık hüzmesi veya kapınızda uyuyan bir kedi. Bunlardan biri bir işaret çakar ve siz anı hissedersiniz. Bu sabah pencereden bakarken üç saniyede böyle bir hisse kapıldım işte. Sonra yine hayatın akışına kattım kendimi ve İstanbul'un kalabalık bir gününde bir yakadan diğerine, evime doğru yola çıktım.

Gelelim "yeni bir seri"ye... Mutlu Keçi unutmamış ve daha önce yapmayı planladığım şeyi hatırlattı bana. Nereden ve ne zaman başlayacağımı bilmiyordum ama dünden sonra bu başlangıcı vermem gerektiğini fark ettim. Yeni bir hayata başlamışken yazabileceğim en iyi başlık "Ben İlk Defa" olur diye düşünüyordum.

18.06.2015
"Ben ilk defa Mutlu Keçi'nin evinde kaldım. İlk defa onunla teras keyfi ve uzun upuzun sohbetler yaptık. Küçük bi hatıra bıraktım odasına. Değişen hayatlarımızda güzel biten günleri unutmayalım diye..."

Kaynak

Sevgiler,
İlham Kedisi

Yorumlar

  1. Offff...Çok kıskandım; teras, dost,kahve-çikolata .Daha ne olsun.Cennet sohbettir demişti Cihan Aktaş, Üç Kuzen hikayesinde. Ne kadar doğru.

    Güzel ilklerin olsun tatlı kız.Keçi'ye de selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çoooook doğru ne güzel yazmışsın huzur için başka bir şeye gerek yok :) Umarım hepimiz her güne güzel bir ilk sığdırabilecek kadar şanslı olabiliriz :)
      Sevgiler ve öpücükler!

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar